TKP’den “Kılıçdaroğlu’na oy verin” çağrısı

Sosyalist partilere solun ilkeleri içinde ittifak çağrısı yapan Türkiye Komünist Partisi, seçimlere yönelik tavrını bir metinle açıkladı. “Bir oy Erdoğan gitsin diye, bir oy TKP’ye” başlığıyla yapılan açıklamada, 14 Mayıs’ta yapılacak milletvekili seçimleri için Türkiye’nin anti-emperyalist, laik birikimini temsil eden, yerli ve yabancı sermayeye karşı tavır alan tüm devrimci, sosyalist, komünist güçlerin seçim ittifakı ile girmesi gerektiğini açıkladıklarını, bu doğrultuda temaslarda bulunulduğu vurgulandı.

İLGİLİ HABER Armada Gıda Halka Arz Ne Zaman? Armada Gıda Kimin?

Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan iki sol partinin kendilerini bu ittifaka davet ettiği hatırlatılan açıklamada, “TKP saygı duyuyor ancak katılmıyor. Partimiz sermayenin karşısına emekçi halkı Amerikancılığın karşısına anti-emperyalizmi, tarikat-cemaat yapılanmalarının karşısına laikliği çıkarması ve bu ilkeleri her tür hesabın üstünde tutması gerektiği düşüncesinde. TKP milletvekili seçimlerine, seçim ittifakının ötesinde anlam taşıyan Sosyalist Güç Birliği ittifakıyla birlikte kendi ad ve adaylarıyla girecek. Partimiz 81 ilde ve bütün seçim çevrelerinde aday gösterecek, seçim sürecindeki propaganda ve örgütlenme çalışmalarıyla, alacağı oyla komünist hareketin tarihsel sıçrama yapması için bütün olanaklarını seferber edecek. Aynı tarihteki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye Komünist Partisi Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verilmesi çağrısı yapıyor” denildi.

İLGİLİ HABER Bilanço Sonrası YUNSA Haftayı Düşerek Kapattı

TKP’nin Millet İttifakı’nı onaylamadığı vurgulanan açıklamada Kılıçdaroğlu’na oy verilmesi çağrısının neden yapıldığı şöyle ifade edildi; “Partimiz sosyalistlerin kendi ortak adaylarını çıkararak halkımızı seçeneksiz bırakmaması gerektiğini savundu. Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesinin önüne geçecek aday çalışması için Sosyalist Güç Birliği yaratılamadı. Türkiye Komünist Partisi’nin Millet İttifakı ile ilgili görüşleri kamuoyunda biliniyor. Düzen muhalefeti olarak adlandırdığımız bu ittifak AKP zihniyetiyle uyumlu. AKP’yi iktidara taşıyan yerli ve yabancı sermayenin desteğini alan, laikliği ve cumhuriyet değerlerini savunmayan, dünyaya NATO’cu perspektifle bakan bir oluşum. TKP’nin böyle bir oluşuma kefil olması mümkün değil. Partimizin Millet İttifakı ile pazarlığa girmek gibi gündemi olamaz. AKP iktidarının ilk gününden itibaren toplumu uyarmaya ve AKP’nin arkasındaki gerçekleri sergilemeye çalıştıysak, aynı şekilde Millet İttifakı’na ilişkin gerçekleri söylemeye ve sermaye düzeni karşısında konumlanmaya devam edeceğiz. TKP, AKP ve Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarının yarattığı tarihsel yıkım ve karanlığın boyutlarını iyi biliyor. Bu yıkım ve karanlık, geniş halk kesimlerinde Gezi Direnişi’nde zirveye ulaşan bir öfke yarattı. Bu öfke AKP iktidarının ve mevcut düzenin temellerini sorgulayan karakter kazanamadı. Toplumsal tepkiler, sermaye sınıfı ve emperyalist ülkelerce istismar edilerek örgütlü halk hareketi karakterinden uzaklaştırıldı, seçim sandığına sıkıştırıldı. Örgütsüz kesimler karamsarlığa sürüklendi, ülkeden umudu kesmeye başladı. Bugün toplumun önemli kesiminde Erdoğan döneminin sonlanması tek mesele oldu. TKP ve diğer devrimcilerin sorunun sadece AKP’den kaynaklanmadığı uyarısı sınırlı etki yarattı. Tek kurtuluş olan komünizmin güçlü seçenek haline gelmesi, cumhuriyetçi, aydınlanmacı, yurtsever silkinişin yaşanabilmesi için Erdoğan döneminin bir an önce sonlanması gerekiyor. Çözüm gibi görülen Millet İttifakı’nın, sorunları derinleştireceğinin görülmesi için zorunlu hale geldi. Partimiz seçim sürecinde AKP iktidarının yarattığı yıkım ve karanlığın boyutlarını, kaynağını, neden sonlanması gerektiğini anlatacak ve AKP’nin seçimlerden yenilgiyle çıkması için elinden geleni yapacak. AKP döneminin kapanması, yalnızca siyasal taraflaşmanın önünü açacağı için değil, AKP’ye karşı mücadele eden, işçi, kadın, gençlerin iradesinin ürünü olacağı için anlam taşıyacak. Bu irade Erdoğan’ın düşüşüne imza koyamamış olsa da, AKP Türkiye’sinin kabullenilmemesi ve yerleşiklik kazanmaması konusunda belirleyici oldu. TKP bu iradenin güçlü, tutarlı ve vazgeçilemez parçası. AKP’nin yaşayacağı seçim yenilgisi sermayenin himaye ve yönlendirilmesinde kurulan liberal-İslamcı-ülkücü-muhafazakar karması Millet İttifakı’nın başarısı olarak görülecek olsa bile, AKP’yi asıl zayıflatan Türkiye toplumundaki laik, özgürlükçü ve yurtsever duyarlılıklar ve zaman zaman kendisini hissettiren emeğin direnci oldu. Erdoğan’ı ve AKP’yi yollayacağız ve mücadelemize devam edeceğiz. Kılıçdaroğlu için istediğimiz oy Millet İttifakı için ne bir destek ne bir beklenti olarak görülebilir. Bu oy Erdoğan’a karşı veriliyor ve Erdoğan’ın bir an önce gitmesine odaklanmış geniş halk kesimlerine “sizi anlıyoruz, duygunuzu paylaşıyoruz” mesajı taşıyor. Milletvekili seçimlerinde TKP’ye verilecek oylar bu anlamda hem Erdoğan sonrasındaki Türkiye’nin aynı zihniyetin başka isimlerle sürmesine olan güçlü bir itiraz hem de ‘biz TKP’yi sevdik ve güvendik’ diyen yüz binlerce kişinin eşitliğin, refahın, bolluğun, aydınlığın, özgürlük ve adaletin hüküm sürdüğü yaşanası bir ülke için, Sosyalist bir Türkiye için güçlerini birleştirmesi anlamına gelecek.”